Hadsiz ve hesapsız hamd, medh ve şükür Allahu Teala (c.c)‘ya mahsustur. O Allah (C.C) ki zikri ile evliyanın kalblerini diriltti. Onların güneş gibi parlayan kalblerinin ışınları ile dünyayı aydınlattı . Kalblerinden zulmet perdelerini kaldırıp, esrar ve cemalinin müşahadesini onlara müyesser kıldı. Vuslat, muhabbet ve aşk şerbetlerini onlara içirip, zevk ve lezzetten istiğraka düşürdü. Kimisi sahve dönmeyip bulunduğu halde kaldı . Kimisi de sahve dönüp irşad ve tebliğ ile meşgul oldu.
Salat ile Selam alemlere rahmet olarak gönderilen, mahlukatın yegane sebebi hilkatı , risalet ve nübüvvet silsilesinin son halkası, Adem (A.S)‘ın ve diğer peygamberlerin baş tacı , bütün evliya ve enbiya onun naibi mesabesinde bulunan, hilafeti mutlak ve hakiki irşat makamında olan Hz. Muhammed’e (A.S) bütün peygamberlere, hepsinin al ve ashabına olsun.
Bilinmelidir ki Peygamber Efendimiz (A.S) yalnız zahiri ilimle değil, batini ilim diye adlandırılan tasavvuf ilmine de haiz idi. Ehl-i tarikat ta zahir ve batin her iki ilimde pay sahibi olduklarından dolayı “Alimler Peygamberlerin Varisleridir” Hadisi şerifinin mucibince hakiki varislerdir.
Bunların sözleri kalbden çıktığı için kalblere gayet tesir eder. Nazarları ile hasta kalbleri tedavi ederler. Halleri ile insanları hidayete celb ederler.
Sohbetleri ile müritleri zulmetin çukurlarından çıkarıp, velilik rütbesine erdirirler. Cenab-ı Hak yeryüzünü bunlardan hiç boş bırakmamıştır.
Minah (vergiler) adındaki bu kitap; tarikat- ı nakşibendiyede büyük bir rütbeyi elde eden, Gavs-i Hizani lakabıyla bilinen Seyyid Sıbgatullah Arvasi (k.s) Hazretlerinin mübarek kelamlarının, halifesi zamanın büyük alimlerinden Molla Halid-i Öleki (k.s) tarafından bazı açıklamalarla birlikte derleyip, kaleme almasından ibarettir.
Tarikata hizmet ve ihvanlarımıza fayda niyeti ile daha önceden kitabi Arapça aslından Türkçe’ye çevirmeyi düşündüysem de, bundan çok uzak ve gücümün dışında bir yük olduğunu düşündüğümden dolayı çekiniyordum. Ta ki emrine muhalefet edemeyeceğim, ruhumun hayatı , gözümün nuru, kalbimin ışığından işaret aldım. Emrine itaat etmeyi vacip bilip, tercümeye başladım.
İtiraf ederim ki o yüce Gavs‘ın işaretlerinden ve Molla Halid’in rumuzlarından ancak denizden bir damla miktarınca açıklayabilmişimdir. Doğru ve hakikatlar onların, hata ve yanlışlar benimdir. Okuyucularımdan ricam şudur ki, kitapta okuyup anlamadıkları meselelere hemen itiraz etmesinler. Zira bunların çoğu zevk ve haldir. Söz ile izah edilemez. Ancak amel edip o rütbeye ulaşan hakikatini anlar. Bu nedenle Muhyiddin-i Arabi (k.s) gibi büyük zatlar “Sözümüz bizden başka kişilere haramdır.” buyurmuştur.Evliyaullah’ın meşrebleri ayrıdır. Herkes gördüğünü haber verir. Başkalarının ona itiraz etmeye hakkı yoktur.Çalışma ve gayret bizden tevfik ve inayet Cenab-ı Bari Teala‘dandır.
Yahya el Abbasi (k.s)