Ders aldığım ilk seneydi. Sakarya’da başka bir bayan ihvan olmadığı için hatmeye katılamamıştım. Ders aldıktan bir ay sonra okullar tatil olmuş ve Ankara’ya gitmek zorunda kalmıştım.
Hatmeyi ihvan kardeşim okuyordu. Fakat okuyan o değildi. Nidalarla birlikte bütün gönüller aynı anda zikrediyordu nazlı yâri. Salavat-ı şerifler çekilmiş ve büyük silsile okunmaya başlanmıştı. Efendim Hazretleri bembeyaz cüppesiyle arkamızda duruyordu. Peygamber Efendimizin ismi zikredildiği anda peygamber Efendimiz teşrif etmiş ve Efendim Hazretleri’nin yanında yer almıştı. Silsiledeki büyüklerimizin ismi tek tek zikredilmiş ve onlar da tek tek hatmeyi teşrif edip Efendim Hazretleri’nin yanında yer almışlardı.
Hatmenin güzelliğini duyuyordum; fakat o güzelliğin lezzetini tatmak nasip olmuyordu. Bir gün canımın canı bir hanımla telefonda görüşmüştük. Ankara’ya geldiğini, müsait isem buluşup ihvan ablamız olan bir ablanın evine gidip hatme okuyabilceğimizi söylemişti. Duyunca çok mutlu olmuştum, Ankara’da ailemin yanında olmama rağmen çok yalnız, kimsesiz hissediyordum kendimi. Bulunduğum yer, ailem dediğim insanlar bana çok yabancıydı. Efendim Hazretleri’nin evladını, kardeşimi göreceğim için mutluluktan uçuyor, Ankara’da gülmeyen yüzüm ilk defa gülüyor ve neşe saçıyordum. Garipliğimi, kimsesizliğimi unutturmuştu bana. Perşembe günü olmuş ve hanım kardeşimle buluşmuş, beraber ihvan ablamıza gitmiştik. İhvan ablamız da benim gibi uzun zamandır hatmeye katılamamıştı. Üçümüz diz dize verip sevgilinin aşkıyla çarpan gönüllerimizle sevgiliye yönelmiştik. Gelen estağfirullah nidasıyla ortam değişmiş, bir anda Kaynarca’daki derneğimizde hatme halkasının içerisinde bulmuştuk kendimizi.
Efendim Hazretleri’nin bulunduğu mübarek yerden başlayarak bir halka oluşturmuş ve bizi o halkanın içerisine almışlardı. Bakmaya utanıyor; fakat izlemekten de kendimi alamıyordum. Yaşananları anlamaya çalışırken hatme bitmiş ve gözlerimizi açmamız söylenmişti. Oysaki gözlerimi ne zaman yumduğumu dahi hatırlamıyordum. Hatmede Kaynarca’daki dernekte iken gözlerimizi açınca bir anda Ankara’da ihvan ablamızın evinde buluverdik kendimizi. İnanamamıştım. O gün hatmenin Efendim Hazretleri tarafından bizlere sunulmuş ne kadar büyük bir nimet olduğunu anlatmıştı sevgili. O günü yaşatana şükürler olsun.