Orta boylu, beyaz tenli, güzel burunlu, geniş ağızlı, siyah sakallı, güzel yüzlü idi. Başına beyaz sarık sarardı. Kerametleri pek çoktu.Buhara’ya 3 fersah mesafede bulunan Fağne kasabasında doğdu. Maişetleri için dülgerlikle ve ticaretle meşgul oluyordu.
Hace Arif Rivegeri Hazretlerinin hizmetinde yetişmiş onun en önde gelen ihvanından ve halifelerinden olmuştur. Hazretin halvette, celvette, tarikat ve hakikatte sırdaşı idi. Fert için zikri hafiyi, cemaat içinde zikri cehriyi tercih ederdi. Zamanın en büyük âlimlerinden Hafuzuttin hazretleri birgün Hace Mahmud’a sorar:
-Tarikiniz zikri hafi üzerine kurulmuş iken, sizin zikri cehr i yapmanızın sebebi nedir?
Hace Mahmud hazretleri:
-Gafillerin uyanmaları, Allah’ın emrini tutmaları ve zikre rağbet etmeleri içindir. Böylece Hak yoluna girerler. İhlâsla tövbe ve inabe eylerler. Hakikate ererler. Zira zikir tüm hayırların ve saadetlerin başıdır. Zikir açıktan olsun ki halk duysun ve gelsin buyurdular. Devamla:
Soru: “Açık zikre bir sınır çizebilir misiniz?”
Cevap: “Açık zikir o kimseye yakışır ki; gönlü riya ve eğlenceden, dili; yalan ve gıybetten, boğazı; haram ve şüpheden ve sırrı; Hakk’tan gayrı şeylerle uğraşmadan mahfuz olsun.”
Açık ve gizli zikrin maksadında değişme yoktur. Hikmet, maslahat ve durum gereği açıktan yapılır. Gizli olarakta yapılır. Esas seyri sülük hafi zikir iledir.
Silsilede emaneti Hace Arif Rivegeri hazretlerinden almıştır “Gıpta ferma-yı Süreyya” diye anılır.
Hz. Mahmud İncir Fağnevi (Kuddise Sirruhu)’nin halifesi Ali Ramiteni şöyle anlatır:
Bir gün bir derviş Hızır (Aleyhisselam) ile karşılaşır ve O’na sorar:
“Bu zamanda Şeriat çizgisinde, istikamet üzere olan ve kendisine iktida edebilecek bir arif var mıdır?”
Hızır (Aleyhisselam) Ona:
“Senin söylediğin sıfatları taşıyan Mahmud Fağnevi’dir” der.
Hızır (Aleyhisselam) ile karşılaşan bu dervişin Ali Ramiteni (Kuddise Sirruhu) olduğu, ancak “Hızır’ı görmek iddiasında olmamak için” kendi adını vermekten sakındığı rivayet olunmuştur.
Bir gün Hace Ali Ramiteni, Ramiten sahrasında Mahmud İncir Fağnevi (Kuddise Sirruhu)’nin diğer müridleri ile beraber zikir ile meşgul iken, havada uçan büyük beyaz bir kuş gördüler. Tam onların üzerlerinden geçerken beyaz iri kuş, onların anlıyabileceği açık bir dille;
“Ey Ali, kamil er ol! Sözüne bağlı kal, yapıştığın eteğe sımsıkı sarıl, ahdini bozma!” sözlerini söyledi.
Bu kuşu görmek ve söylediklerini duymakla oradakilerin! acaip bir hal kapladı. Kendilerinden geçtiler.
Kendilerine gelince, kuşdan ve konuşmasından sorduklarında Ali Ramiteni (Kuddise sirruhu) dedi ki:
“O Hace Mahmudi İncir Fağnevi idi. Allah (Celle Celalühü) O’na bu kerameti ihsan eyledi. Velilik yolundaki çok yüksek makamında, binlerce söz ve kelâm ile daima uçmaktadır. Şu anda Şeyh Dehkan Hazretleri hastadır, son anlarını yaşıyor, o şöyle dua etmişti:
“Ey Allah’ım! Ölümüm yaklaştı. Ölümüm sırasında veli kullarından birini bana gönder de, bana yardım etsin, işimi kolaylaştırsın.” İşte bu sebeple Mahmud Fağnevi O’nun yanına ziyarete gidiyor. Giderken bizi de uyardı.”
Gaflete dalmayın ki siz sakın,
“Ölüm var” ve belkide eceliniz çok yakın.
Dünya, bir “imtihan” dır, ölümle sona erer,
Ve ecel, peşinizden sizi hep takip eder.
Ölüm uyandırmadan, uyanın ki şimdi siz,
Yoksa, mahşer gününde pişmanlık çekersiniz.
Bu dünyaya eylemeyin muhabbet,
Zira ona, Rabbimiz vermiyor zerre kıymet.
Merhamet eyleyin ki, kullarına Allah’ın,
Allah’da ahirette acısın size yarın.
Mahmud İncir-i Fağnevi(k.s.)