Hz. Ebu Ali Farimedi (k.s)

11. yüzyılda Horosan’da yetişen İslam alimi. Silsile-i aliyyenin yedinci halkası. İsmi, Fadl bin Muhammed’dir. Künyesi Ebu Ali’dir. Ebu Ali Farmedi diye meşhur olmuştur. 1042 senesinde doğdu.1085’te vefat etmiştir.

Zamanındaki alimler arasında bir tane olan Ebu Ali Farmedi, zahir din ilimlerini Ebul Kasım Kuşeyri’den öğrendi. Ayrıca Ebu Abdullah Muhammed bin Muhammed Şirazi, Ebu Mensur Temimi, Ebu Abdurrahman Neyli, Ebu Osman Sabuni ve daha başka âlimlerden de ilim tahsil etti. Sözü ve nasihatları pek tesirliydi.

Tasavvuf ilminde yüksek derecelere kavuşması iki vasıtayla olmuştur. Birisi Ebu’l Kasım Gürgani-i Tusi, diğeri Ebül Hasan Harkani’dir. Ebu Sa’id-i Ebül Hayr’dan da istifade ederek feyz aldı.

Kendisi anlatır:

“Bir gün bana bir hâl oldu, kendimden geçtim. Bir mürşide, rehbere ihtiyacım var diye düşündüm. Ebul-Kasım Gürgani’nin ismini işitmiştim. Tus şehrine hareket ettim. Talebeleri ile mescitte oturuyordu. Ben de önünde diz çöktüm. Şeyhin başı önüne eğikti. Başını kaldırıp, “Gel Ebu Ali” buyurdu. Yanına oturup hallerimi anlattım. “Başlangıcın mübarek olsun. Terbiye görürsen, yüksek derecelere kavuşursun” buyurdu. Kalbimdeki aşk ve şevk çoğalmıştı. Bu arzumun çokluğu sebebiyle, Ebul-Hasan-ı Harkani hazretlerinin sohbetine, nihayetsiz feyizlerine kavuştum.

Hocam Ebul-Kasım Kuşeyri hamamda guslediyordu. Belki ihtiyacı olur diye kuyudan bir kova su çıkarıp hamamın havuzuna boşalttım. O anda gerçekten bu suya ihtiyacı varmış. Hamamdan çıkınca; “Ey Ebu Ali, Ebul-Kasım’ın 70 yılda elde ettiği dereceyi, sen bir kova su ile kazandın” buyurdu.”

Ebu Ali Faramedi (k.s.) buyuruyor ki;

“Talebenin hocasına karşı dili ile saygılı olması gerektiği gibi, söylediğini kalbinden de reddetmemelidir.”

“Ahdin güzelliği imandandır. Güzel huylu olana karşı her şey, güzel huylu olur. Nitekim Hz. İbrahim(a.s.) güzel huylu idi. Ateş de ona güzel huylu oldu. Onu yakmadı.”

Ebu Ali Farmedi, Nizamülmülk’ün makamına gelince, büyük vezir derin bir hürmetle ayağa kalkar, onu kendi makamına oturtur. Halbuki İmamül Haremeyn ve Ebul Kasım Kuşeyri geldiği zaman sadece ayağa kalkar, yerini terk etmezdi. “Neden böyle yapıyorsun?” diye sorduklarında; “Ebu Ali Farmedi hazretleri benin yüzüme karşı kusurlarımı söylüyor, yaptığım yanlış işleri açıklayıp beni ikaz ediyor. Diğer âlimler ise beni bana övüyorlar. Bu yüzden nefsim gururlanıyor. Ebu Ali Farmedi hazetlerinin yermesi, benim için daha hayırlı olduğundan, ona daha çok hürmet ediyorum.”

Ebu Ali Farmedi ilim ve fazilette yüksek derecelere ulaşıp, pekçok talebe yetiştirdi. Yusuf Hemedani ve İmam-ı Gazali gibi büyük âlimler onun ilim meclisinde ve sohbetinde yetiştiler.