Seyyid Sıbgatullah Arvasi (k.s) Hz.’lerinin Bazı Adet ve Halleri

Gavs (k.s) Hz.leri, Allah´ın (C.C) bütün mahlukatı üzerine çok şefkatli idiler.

Sıla-i Rahîm yaparlardı. Dostları vefat ettiğinde onların çocuklarını da arar, gözetir, taziye ederlerdi.

Kendisine karşı çıkanlara sohbetlerinde çok şefkatli ve nazik davranırlardı. Ona kötülük yapanlara iyilik yaparlardı.

Teveccühte gözünü açanları şiddetle men ederlerdi. Bazı şahıslara teveccühü iki sefer yaparlardı.

Mürid olmayanı teveccühe sokmazlardı.

Vakıada görülen yılanı nefis ile, koyun ve atı görmek tecelli-i sûrî ile yorumlardı.

Yemekte kendisinden evvel kimsenin sofradan kalkmamasını emrederlerdi. Kalkan olursa men ederlerdi.

Namazdan sonra hatm-ı hâcegân´a oturmak için kendisinden izin bekleyenlere böyle yapmamalarını söylerlerdi.

Teheccüd ve evvabin namazını, şeriata mutabaatı kesinlikle emrederlerdi.

Hatta bir gün Seyda-i Tağî (k.s) Hz.leri çoraplarını giydirirken sehven önce sol ayağından başlayınca kendisini ağır bir şekilde tazir etti ve ona:

Şeriat emirlerini okumadın veya duymadın mı ki böyle yapıyorsun? Bir şey giyerken önce sağ taraftan başlanılacağını ve çıkarırken de sol taraftan başlanılacağını bilmiyor musun? dedi.

Hiç kimse Gavs (k.s) Hz.lerinin sağ tarafına tükürdüğünü görmemişti. Çok titizdiler. Titizliğine bir diğer misal de şudur: Bir gün oğluna bir miktar üzüm hediye edilmişti.

Oğlunun elindeki üzümden bir parça yemişti. Bunun üzerine çok üzüldü ve mollalardan fetva istedi.

Nihayet haram olmayacağına dair fetva verildikten sonra içi rahatladı. Gavs (k.s) Hz.leri talebi hâl sahibi olmaya tercih ederdi.

Seyda-i Tağî (k.s) şöyle buyuruyor: Bir gün Gavs (k.s) Hz.leri adamın birisi için fal açtı. Onun falında aşağıdaki mısra çıktı.

“Maksadıma erinceye kadar elimi talepten çekmeyeceğim”

Bu mısra çıkınca çok sevindi. Halbuki müridlerin halleri karşısında hiç sevindiği işitilmemişti.

Fal: Bu kelimeden maksat falcılık değildir. Kişinin haline uygun düşen kelimedir.

Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a) güzelliğe delalet eden falı sevdiği rivayet edilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a)

“Uğursuzluk diye bir şey yoktur. Fal olarak güzel kelimeyi işitmekten hoşlanırım” buyurmuştur.” Hac;3/221.