Şer’i Kesim

1. Hadislerde kesim zebh ve nahr kelimeleriyle geçmektedir. Buhârî, şer’î kesimi müstakil bir bâbta anlatır: بَابُ النَّحْر وَالذَّبْحِ “Nahr ve Zebh Bâbı.” Yukarıdaki açıklamalar orada yer alır. Meselenin Kur’an-ı Kerîm’le tavzih edildiğini belirtme sadedinde ayet-i kerime’ye (Bakara 67-71) atıfta bulunan Buharî, normal kesimi tarifte, İbni Cüreyc’in:

َذَبْحَ وََ نَحَرَ إَّ في الْمَذْبَحِ وَالْمَنْحَرِ

“Zebh ve Nahr adıyla yapılan kesimler (hayvanın boynundaki muayyen) kesim yerlerinden yapılmalıdır” sözünü kaydeder.

2. Hemen belirtelim ki Zebh ve Nahr ayrı kelimeyse de, Cumhur’a göre, aynı manada müteradif (aynı manaya gelen kelimeler) olarak kullanılır. Ancak, Nahr umumiyetle deve kesimini ifade için kullanılmıştır. Bu bir hayvanın göğsü üzerinden bıçakla vurup boğaz damarlarını kesmek manasına gelir. Zebh ve bütün hayvanların kesilmesini ifade için kullanılır. Şu halde İbni Cüreyc, gerek devenin ve gerekse diğer hayvanların boğazlanmasında, sünnette belirtilen kesme noktalarından bıçağın vurulması gerektiğine dikkat çekmektedir.

3. Meşru zebh, şârihlerin açıkladığına göre, hayvanın nefes borusu (hulkum) ile yemek borusunu (meri), bir de bunlar arasında yer alan vedec denen (cem’i evdâcdır) iki kan damarını kesmekten ibarettir. Bu dört şeyden üçünün kesilmesi, Ebû Hanife’ye göre “şer’î zebh”in tahakkuku için yeterlidir. Ebû Yûsuf’a göre, yemek ve nefes borusu ile o iki damardan birinin kesilmesi şarttır. İmam Muhammed, bunlardan her birinin yarısından fazlasının kesilmiş olması yeterli demiştir. “Yarıdan az olursa onda hayır yoktur” der. Aynî, Şafiilerin, el-Vecîz’de yemek borusu (meri) ile nefes borusunun (hulkum) kesilmesini yeterli bulduklarını, diğer ikisini şart koşmadıklarını, Ahmet İbni Hanbel’in de böyle hükmettiğini belirtir. İmam Mâlik ve bazıları da iki damarla nefes borusunun kesilmesini şart koşmuştur.